Bu yazıya başlamadan önce çok düşündüm. Acaba nasıl bir konu da neler yazsam diye. Ama bir genç olarak beni en çok ilgilendiren konunun gelecek ve ilerisi olduğunu hatırlayıverdim ansızın.
Genç demek yarın demek genç demek o yarına güvenle bakabilmek deriz hep göğsümüzü kabarta kabarta. O gençliğe bir şeyleri hep emanet etmek isteriz. Bu bazen ‘Cumhuriyetimiz’ bazen uğruna neler neler feda edilen ‘vatan ve bayrak’ olur. Delikanlılarımız emanetlerimize iyi sahip çıksın diye anneler babalar evlatlarına her şeyin en iyisini almak en iyi imkânları sunmak isterler hep. Diğer toplumları bilemiyorum ama bu bizde tarihten itibaren böyle gelmiş ki ben inanıyorum böyle nesilden nesile de sürüp gidecektir.
Peki, gel gelelim uğruna feda edilen bunca imkânın, benim de içinde olduğuma inandığım genç arkadaşlar ne kadar karşılığını verebiliyor ya da verebiliyoruz? Hepimiz bilmekteyiz ki Türk Gençliği olarak çağın çok gerisinde ve değişimlere çok uzak mesafede yaşıyoruz. Yapmadığımızı çok iyi bildiğimiz fakat hala yapmamakda ısrar ettiğimiz bir gerçek var o da okumak! Bu sihirli kelimenin yerini dizilerle, internetle, kafelerde boy göstererek dolduruyoruz.
Ondan sonra genelkurmay başkanının adını bilmiyor, bizi kimler yönetiyor tanımıyor, hepsinden korkunç olanı da seçimlerde oy verdiğimiz siyasi partilerin liderleri iyi giyindiği için oy veriyoruz. Yaşanan terör olaylarını görüyor ama görmezden geliyoruz. Birileri hemen yanı başımızda özerklik ilan ediyor hadi toplumu geçtim gençler olarak bir refleks göstermiyoruz. Hadi hepsine göz yumduk diyelim. Ata’nın gözbebeği bize emanet dimi? Nedir o? Cumhuriyet. Ama birileri sarışın mavi gözlü liderimizin resminden rahatsız olup üzerine bayrak asıyor sanki başka yer kalmamış gibi. Nasıl sahip çıkmak bu hem bugüne hem yarına? Ey ulu önder, ey paşam gör yarınların bekçileri dediğin TÜRK GENÇLİĞİ! nin bi çare sessiz kalışını.
Duyarlı, güzel günlerimizin teminatı olan gencecik fidanlarımız yok mu? Tabi ki mevcut ama o gençlerimizde sokaklara dökülerek yok edilmeye çalışılıyor.O gençler zaten durumun farkında olduğu için bir şeyler için çabalıyor kanat çırpıyor.Ama okyanusun içinde kaybolmuş bir adamın son çırpınışları kadar etkisiz olduğu kanaatindeyim bu çırpınışların..!
Bu ülkenin beyin takımları olan gençler 1980 darbesi ile yok edildi. Bir nesil üç kuşak öyle gitti. Şimdi ki gençlik ise dizilerle uyutuldu ve ülkemizin temel varlık nedenlerini kırmızıçizgilerimizi unuttuk. Şairin de dediği gibi: Hürriyetin tarifini unuttuk
Çanakkale’yi, Sakarya’yı unuttuk
Unuttuk ecdadı, maziyi unuttuk
Muhtaç olduğumuz kudret, damardaki asıl kanı unuttuk! Biliyorum ilerisi için çok karamsarım ama gerçeklik payının olduğunu düşünüyorum bu düşüncelerimin.
Peki, siz ne düşünüyor nasıl refleks gösteriyorsunuz? Sizce gelecek ne getirecek?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder