Şüphesiz ki dünyanın en kritik coğrafyası orta doğudur. Tüm toplumlar ve devletler bu durumun farkında olup dikkatlerini bir dakika bile bu bölgeden ve bu bölgede bulunan devletlerden ayırmazlar.
Herkesin bildiği gibi bunun en önemli nedeni bölgenin sahip olduğu zengin yer altı kaynaklarıdır. Tabi ki bu kaynaklardan günümüzün vazgeçilmezi petrol şimdilik en dikkat çekici olanıdır. E böyle zenginlik olurda buna sahip olan fakat bir türlü elinde tutamayan fakir, geri kalmış, gelişememiş orta doğu ülkeleri hiç dertsiz olur mu? Elbette olmaz. Hammadde düşmanı Avrupa ve Amerika hemen bu ülkelerin başında bitiverir.
2003 de hepinizin iyi bildiği Irak senaryosu bugün Suriye ve Libya için oynanmaktadır. Bu ülke insanları bu bölgenin getirdiği zorluklara katlanır cefasını çeker fakat birileri demokrasiyi de beraberimizde getirdik der ve o ülkeye çöreklenir. Suriye’nin insanlarına yaptığı katliamlar elbette ki kabul edilemez ama o insanları demokrasi ile kandırıp değerlerini alıp götürmek de eski yöneticilerin yaptığından farklı olmaz. Bugün Libya’da Kaddafi yönetimi son perdeyi oynamaktadır. Ancak dünyanın iyilik meleği Amerika ve saz arkadaşlarının yani NATO’ nun Kaddafi sonrası ne olacağına dair hiçbir planı yoktur. Yani her şey mümkün olabilir bu ülke için.
Acı olan durum bu zorlukları yaşan çoğunluğunu Müslüman halkın oluşturduğu insanların kendi ülkelerinde söz sahibi olamamalarıdır. Ne eski yöneticiler varken yönetimde ne de yenileri gelince zengin kaynaklarının kullanımında. Dikkat çekmek istediğim nokta dünyanın neresinde başında bela olan bir kitle varsa o mutlaka Müslümandır. Diğer Müslüman ülkeler zor durumda olan bu insanların ne kadar yanındadır?
Belki gelişmelerine izin verilmedi, savaşlardan başlarını kaldıramadılar, hep birilerinin soğuk ve iğrenç yüzlerini görmek zorunda kaldılar ama unutulmamalıdır ki orta doğunun gerçek sahipleri bu bölge şartları ile boğuşan ürkek masum insanlarıdır. Buradan duyrulur!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder