24 Ağustos 2011 Çarşamba

Türkiye'nin Anayasal Ve Demokratik Gelişimi -2

Mustafa Kemal Paşa, 8 Nisan 1923’te dokuz ana prensibe dayanan bir seçim beyannamesi yayınlamış ve bu beyannameyle Birinci Grup Halk Fırkasına dönüşeceğini belirtmiştir.1923 seçimleri yapılmış ve seçim çevrelerinden gelen Müdafayı Hukuk Milletvekilleri 7 ağustos günü Mustafa Kemal’in başkanlığında toplanmışlar. Seçimlerden önce kabul edilen 9 umde de olan tüzük 9 Eylül günü kabul edilmiş ve aynı zamanda da Anadolu ve Rumeli Müdafayı Hukuk Cemiyeti’nin de Halk Fırkasına dönüştüğü ilan edildi.

Halk Fırkasındaki ‘Halk’ kavramının hiçbir sınıfa yüklenmediği tüzükte belirtilmiştir.“ Halkçılar hiçbir ailenin hiçbir sınıfın, hiçbir cemaatin, hiçbir ferdin ayrıcalıklı olmasını kabul etmeyen ve kanunları vazetmekteki mutlak hürriyet ve istiklali tanıyan fertlerindir”.Anladığımız kadarıyla Halk Fırkası tüm ulusu temsil ediyor. 10 Kasım 1924’te de adı Cumhuriyet Halk Fırkası olarak ilan edilmiştir.
11 Ağustos 1923 tarihinde yeni seçimler sonucu toplanan 2.Meclis göreve başlamıştır.4 yıl süren Milli Mücadele, 24 Temmuz 1923’te Lozan Anlaşmasının imzalanmasıyla sona erince TBMM görevini başarıyla tamamlamıştır. Yeni idarenin adını koyması ve askeri alanda kazanılan başarının sosyal ve siyasi bütünleşmesi sağlanıp 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilanı ile gerçekleştirmiştir. Daha sonrada devletin gereksinimlerine ve toplumun ihtiyaçlarına uygun bir anayasa hazırlanmaya koyuldu.TBMM ikinci dönem yeni rejimin anayasası kabul edilmeden 3 tane yasa çıkarmış bunlar ; 1.Askerlik ve milletvekilliğinin aynı kişide birleşemeyeceği 2.Eğitim Sisteminin laikliği ve Öğretim Birliğini esas alan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile tüm okulların Milli Eğitim Bakanlığına bağlanması 3.Hilafetin kaldırılmasına ilişkin yasalardır.
24 Nisan 1924 günü yeni Anayasa, 6 bölüm 105maddeden oluşmakta olup TBMM’de kabul edilmiştir. Bu anayasamız 1961 Anayasası gelinceye kadar bazı değişikler yapılmasına rağmen kalmıştır. Çağın en iyi devlet yapısını ve özgürlükler sistemini benimseyen bir anayasa olma özelliğine sahiptir.3. madde de ‘ Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” devletin temel niteliğidir. Meclis Cumhurbaşkanı’nı ,Cumhurbaşkanı da hükümeti seçecektir. Meclisin Hükümet üzerinde tam denetim hakkı olacaktır. Kuvvetler ayrımı ilkesi kabul edilip, yargı bağımsız olmaktadır, seçimlerde 4 yılda bir yapılır. Ayrıca 1924 Anayasası şu an kaldırılıp kaldırılmamasından bahsedilen millet vekili dokunulmazlığına değinmiştir, Millet vekilleri mecliste konuşmalarından dolayı dokunulmazlık alacaklardır.Başka nedenlerle yargılanmaları da Meclis Genel Kurulunca olacaktır.Mahkeme kararlarına Meclis ve Bakanlar Kurulu karışamayacağı gibi değiştiremez.
Anayasanın en önemli maddesi 88.maddesidir. Bu madde ile Türklerin kimliği tarif edilmiştir. Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk sayılmaktadır. Uygulama da 1924 Anayasası çok farklı siyasal ortamlarla karşı karşıya kalmıştır. Türkiye’ye hem tek partili hem de çok partili dönemde hizmet etmiştir. Amaç toplumu çağdaşlaştırmak ve laikleştirmektir.
1924’de şeyhülislamlık müessesesi ile Dini İşler ve Vakıflar Bakanlığı kaldırılmıştır. Onların yerine Diyanet İşleri Müdürlüğü ve Evkaf Umum Müdürlüğü kurulmuştur. Eylül 1925’te türbeler ve tekkeler kapatılmıştır. Yine aynı yıl Kasım ayında Fes giyilmesi yasaklanmıştır. 1926 yılı başında miladi takvim ve Batı’da uygulanan saat esası kabul edilmiştir.Batıyla iletişim halinde olduğumuz için batıyla paralel saat ve takvimi kullanmışız. Aynı yıl 17 Şubat 1926’da İsviçre Medenî Kanunu ile İtalyan Ceza Kanunu esas alınarak büyük bir hukuk reformu yapılmıştır. Hukuk adına da İsviçre’den aldığımız Medeni hukuk hukuksal açıdan gelişmemize olanak sağlamıştır.
1928 yılında alfabe değiştirilerek, Arap harfleri yerine Lâtin harfleri kabul edilmiştir. Eski rejimin efendi, paşa gibi tabirleri kaldırılmıştır. Yine 1928’de “Devletin Dininin İslâm Dini” olduğuna ilişkin hüküm Anayasa’dan çıkartılmıştır. Cumhurbaşkanı ve Milletvekili andındaki “Vallahi” sözcüğünün yerine “Namusum Üzerine Söz Veririm” ibaresi eklenmiştir. TBMM’nin görevleri arasında sayılan “Şeri Hükümlerin Yerine Getirilmesi” ibaresi kaldırılmıştır.
5 Aralık 1934 yılında Anayasada değişiklik yapılarak kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Bu gelişme Türk demokrasi tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. Çünkü o tarihlerde birçok Batılı ülkede henüz kadınlara oy hakkı tanınmamıştır. Böylece kadınlarımız söz hakkı ciddi anlamda sağlanmıştır.
Cumhuriyetin lâiklik ilkesi doğrultusunda 21 Haziran 1934’de Soyadı Kanunu çıkartılmıştır. Her Türk vatandaşının soyadı kullanmasını zorunlu hale getiren kanun, 6 aylık bir geçiş sürecinden sonra 24 Aralık 1934’de yürürlüğe girmiştir.
1935'teki 4. Kurultay'da Cumhuriyet Halk Fırkası ‘Cumhuriyet Halk Partisine’ dönüşmüştür. Ayrıca 1937 yılında CHP’nin Altı Umdesi anayasaya konularak devletin nitelikleri haline getirilmiştir. Bu günlük yazımıza bu kadar yer verebileceğiz.

Sonuç olarak ; Diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de demokrasi adım adım gelişme gösterecek , bazen güçlükler olacak ve geri adımlar atılabilecektir. Ancak zaman içinde Atatürk’ün daha o günlerde çizdiği çağdaş, uygar, akılcı ve ulusal iradeye dayalı yol üzerinde ilerleyeceğini de göreceğiz.Demokrasi adına ve batıdaki gelişmelerle paralel gitmemizi sağlayacak aynı zamanda yenilikçi bir anayasadır. 1924 Anayasasının, 1921 anayasasına göre de daha kapsamlı olduğunu da görmekteyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder