14 Ağustos 2011 Pazar

İki Dava İki Hüküm

Ülkemizde şu anda devam eden ve güncel olan bir yığın davar var.Ve her davanın konusunun birbirinden farklı olduğu tabi ki bir gerçek.Ancak öyle iki dava var ki bunlar hakkında görüşlerimi söylemeden edemeyeceğim.
Deniz Feneri ve Ergenekon davaları;bu iki arasında apaçık bir şekilde tutum ve söylem farklılıkları var.Örneğin Ergenekon davasında tutukluluk süreleri cezaya dönüşmüş olup insanların özgürlükleri katalog suçlarını işleyebilir gerekçesiyle ellerinden alınmakla beraber bir diğer yanda Deniz Fener i davasında Almanya'dan dosyalar istenmekte ve getirtilmekte hukukun kabul etmemesi gereken sekilde yavaş davranılmış üstelik dosyalar alındıktan sonrada tercüme süresi iki yılı bulmuştur.Sanki Deniz Feneri sanıklarının bu süre zarfında katolog suçlarını işlemesi mümkün değilmiş gibi hiç bir zanlıyada dokunulmamıştır ki Alman mahkemesinin verdiği asıl failler Türkiye'de kararaına rağmen.Burda yargının önemli bir organı olan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) söz konusu Deniz Fener i savcıları oluğunda en ufak şikayeti göz önüne alarak müfettişler görevlendirirken aynı HSYK ,Ergenekon davası sürecinde gelen binlerce şikayete rağmen göstermelik açıklamalardan başka bir sey yapmamıştır.Hükümet kanadından milletvekillerinin nerdeyse tamamının siyasi programlarda Deniz Fener i yolsuzlukları ortadayken bu kişileri suçsuzmuş gibi göstrmesi "bence suçu yok ama beklyelim " tarzında konuşmalar yapması ve aynı kişilerin aynı yerlerde söyledikleri "Ergenekon terör örgütünde ki zanlılar elbette suçludur" sözleri yandaş olup olmamak arasındaki farkı görmemize yarıyor.Kamuoyunda sıkça duydugumuz yargı bagımsızdır ve kararlarına müdahale edilemez sözlerine Ergenekon davası sürecinde kararlara şerh koyduğu gerekçesiyle Bolu'ya atanan Köksal ŞENGÜN' ü ve yine aynı davada "ben bu davanın savcısıyım" diyen ülkenin en tepesindeki kişiyi hatırlatmak da boynumuzun borcudur..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder