26 Ağustos 2011 Cuma

Türkiye'de 68 Olayları (2)


Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Anadolu'ya geçmek üzereyken yakalanması devrimciler üzerinde büyük bir moral bozukluğu yarattı.12 Mart cuntası sol hareketlere kesinlikle sıcak bakmıyor ve solun kökünü tümüyle kazımak istiyordu.9 Mart'ta sol bir cunta son engellenmiş ve sağ eğilimli subaylar 12 Mart 1971'de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a bir muhtıra vererek hükümeti istifaya zorlamıştı
.Yeni gelen Nihat Erim hükümeti ise asker güdümünde kararlar alıyordu.

Bu dönemde yaşanan çok önemli bir diğer devrimci eylem ise İsrail Başkonsolosu Ephraim Elrom'un Mahir Çayan önderliğin'de ki THKP-C (Türkiye Halk Kurtuluş Parti-Cephesi) üyeleri tarafından kaçırılması ve öldürülmesi olayıdır.11 Mayıs 1971 günü İsrail İstanbul Başkonsolosluğuna giderken kaçırılan Ephraim Elrom'un hayatına karşılık hapisteki devrimcilerin salıverilmesi, THKP-C kuruluş bildirgesinin TRT haber bültenlerinde 3 gün yayınlanması istenmiştir.Bu istekler kabul edilmediği için Ephraim Elrom şakağına sıkılan bir kurşunla öldürülmüştür.

Yine 12 Mart 1971 muhtırasından sonra yapılan bir başka eylem ise Ünye'de ki NATO üssündeki teknisyenlerin kaçırılması olayıdır.Bu eylemi diğer eylemlerden ayıran özelliği ise Hapiste idamı istenen Deniz Gezmiş,Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın infazlarını engellmek için yapılmış olmasıdır.Kaçırılan teknisyenlerle birlikte Tokat'ın Niksar ilçesine bağlı bir dağ köyü olan Kızıldere köyüne sığınan Mahir Çayan, Ertuğrul Kürkçü, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz ve Ahmet Atasoy ile THKO üyeleri Cihan Alptekin ve Ömer Ayna bulundukları evin sarılması üzerine çatışma kararı aldılar.Çatışmada yalnızca dönemin Dev-Genç lideri Ertuğrul Kürkçü sağ çıkmıştır.

Tüm bu çabalara rağmen Deniz Gezmiş,Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam cezasına çarptırılmıştır.Şimdi yargılama süreci ve bu süreçte Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının tutumuna biraz bakalım.16 Temmuz 1971'de yargılama süreci başladı.Ankara sıkı yönetim mahkemesinde THKO-1 adıyla başlayan davalarda Deniz Gezmiş ve Arkadaşları Anayasal düzeni ortadan kaldırmak suçuyla yargılandılar.Gezmiş, İnan ve Aslan 29 Aralık 1970'de Dev Genç üyelerinden İlker Mansuroğlu'nun öldürülmesi üzerine Kavaklıdere Polis Noktası'nın kurşunlanması, 11 Ocak 1971'de Türkiye İş Bankası Ankara Emek Şubesi soygunuyla, ABD asker tesislerinden, önce bir ABD'li, sonra dört ABD'li er ve çavuşun kaçırılması gibi eylemlerle suçlanıyordu.

Mahkeme heyeti Tuğgeneral Ali Elverdi,Hakim Albay Tetik,Hakim Yarbay Mehmet Turhan adlı subaylardan oluşuyordu.Askeri bir mahkemeden tarafsız bir yargılama süreci beklemek herhalde yanlış olur.Cunta etkisindeki bu mahkemede kana kan istiyor ve 1960 darbesinde idam edilen Başbakan Adnan Menderes,Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'a karşı bu üç gencin kellesini istiyordu. Sonunda Anayasal düzeni silah kullanarak yıkmaya teşebbüs suçlamasıyla Deniz Gezmiş,Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'a İdam cezası verilmişti.

Deniz Gezmiş ve arkadaşları ise anaysal haklarını kullandıklarını,yaptıklarından hiçbir şekilde pişman olmadıklarını, mahkeme heyetinin tarafsız olmadığını söylüyor ve yaptıkları eylemlerden bir adım geri atmıyorları.

Burada bir parantez açmak isterim idamla yargılanan bu gençler hapishanedeki tüm zor şartlara karşı memleket meselelerini düşünmekten geri kalmamışlardı.Nihat Behram'ın "Darağacına Üç Fidan" adlı kitabını okumanızı öneririm.Burada idamla yargılanan bu üç genç hala kendini düşünmüyor ve yaşam mücadelesi veren Haşhaş Çiftçilerini düşünüyor ve durumu yakından takip ediyorlardı.

6 Mayıs 1972 günü, sabaha karşı bu üç fidan asılarak idam edildi.Darağacında ki son sözleri ise yaşasın tam bağımsız Türkiye olmuştur.

Yapılan eylemleri tarihten bağımsız olarak bugünün şartları ile değerlendirirsek büyük bir yanlışa düşeriz.Sağda ve solda o dönem siyasi şiddete karışan bütün gençler dönemin siyasi konjonktürüne göre hareket etmiştir.O dönemde silahlı devrimler gayet meşru ve haklı olarak görülüyordu.Günümüzde ise demokratik yöntemler ön plana çıkmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder