
Mondros Antlaşmasından bir süre sonra İngilizler ; Musul,Urfa,Antep,Maraş'ı işgal etmişlerdir.Fransızlar Adana ve çevresine girerken,İtalyanlar ise Antalya ve Konya'ya asker çıkarmışlardır..13 Kaım 1918 tarinde ise İstanbul İtilaf Devletlerinin kontrolüne girmiştir.. İngilizlerden vaat ve destek alan Yunanistan'ın 15 Mayıs 1919'da İzmir'e asker çıkarması ise bardağı taşıran son damla olmuştur. Yakın tarihte Osmanlı'dan bağımsızlığını alan Yunanlıların İzmir'e çıkmış olması halkın gururunu kırmış,Türk Milletinin üzerinde büyük tesir yaratmıştır.Halk Yunanlıların İzmir'e çıkacağını duyar duymaz örgütlenmeye başlamıştır. Bu haberler duyulurken yüzlerce yıldır Türkler ile bir arada yaşayan Rum nüfusunun önemli bir kısmı zafer sarhoşluğu yaşamış,Türklerin gururunu rencide edecek davranışlar gösterir olmuşlardı.. Gazeteci Hasan Tahsin'in sıktığı ilk kurşun Milli Mücadeleyi başlatırken,onun lideri olacak M.Kemal Paşa ise ailesi ile vedalaşmıştı,8 yıl boyunca bir daha dönmeyeceği İstanbul'dan ayrılmak için saat sayıyordu..
-M.Kemal Paşa İstanbul'da.. -
M.Kemal Paşa, Mondoros'tan sonra Yıldırım Orduları komutanlığına getirilmişti.. Bu görev esnasında Antlaşma şartlarının İngilizlerce tek taraflı olarak uygulanmasına karşı çıkması,İtilaf Devletlerini ürkütmüş,yapılan baskı sounucu 13 Kasım 1918'de İstanbula'a dönmüştü.. Paşa, İstanbul'a gelir gelmez olayları daha hızlı okumaya başlamıştı. Devlet yöneticileri ile konuşuyor,gidişata elinden geldiğince müdahil olmak istiyordu.Harbiye Nazırı olmak istediysede bu isteği kabul görmedi. Çanakkale kahramanı , halkın moral kaynağı 'Sarı Paşa' İstanbul'da sözünü kimseye dinletemez olmuştu..Ayrıca halk her ne kadar kendisine saygı göstersede ulaştığını düşündüğü şöhretin uzağında kalmıştı..Çanakkale'de kahramanca vermiş olduğu zeka dolu savunma örnekleri İstanbul'da basın sansürüne uğramış; Enver Paşa gençlik yıllarından beri rekabet halinde oldukları M.Kemal'in yıldızının parlamasına müsade etmemişti.. M.Kemal Paşa artık yegane mücadele'nin Anadolu'da olacağına kesin kanaat getirmiş ve Anadolu'ya geçmenin fırsatını arar olmuştu..Harbiye'den beri süre gelen memleket'i düze çıkarma düşüncesi artık mutlaka uygulanması gereken bir zaruriyet durumunu almıştı. Toplumun hemen hemen her katmanının yoğun baskı altında olduğu bu dönemde,insanların ortak kaygısı kendi hayatlarını kurtarmak ve ceplerini sağlama almaktı..M.Kemal Paşa ise saygı gördüğü bir mesleği,iyi kötü kendisini ve ailesini geçindirecek bir geliri ve toplumda bulunan itibarını bir kenara bırakarak kendisini ateşin içine atmış,hayattaki tüm birikimini;memleketin geleceği uğruna bir kibritin ucunda yakmaya göze almıştı..Hiçbir çıkarı olmadan,hayatını riske atarak Anadolu'ya çıkma düşüncesi çevresini,ailesini oldukça endişelendirmişti..Paşa Anadoluya çıkınca ailesi zorlu günler geçirecek maddi sıkıntılar yüzünden Zübeyde Hanım evdeki halıları satma noktasına gelecektir..
Paşa; Bütün çevresine,kendisine Anadolu'da verilecek bir görev için baskı yapıyordu.Beklenen fırsat 9.Ordu Müfettişliği görevi ile Samsun ve ahalisinde ortaya çıkan Direniş hareketlerini incelemek ve bastırmak için tayinin Samsun'a çıkmasıyla 30 Nisan 1919'da oluşmuştu.. İlerleyen günlerde Padişah Vahdettin tarafından Saray'a davet edilmesi onda hem şüpheler hemde heyecan uyandırmıştı.. Padişah planlarından haberdarmı olmuştu?
Yıldız Sarayında gerçekleşen toplantı ilerleyen yıllarda M.Kemal Paşa'nın ifade tarzıyla diz dize sayılacak kadar yakın gerçekleşmişti. Vahdettin : 'Paşa Paşa şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin,bunların hepsi kitaba girmiştir,tarihe girmiştir..Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden büyüktür,devleti kurtarabilirsin!' demiştir.. Turgut Özakman ve bir çok tarihçiye göre bu ifadeler yanıltıcı olmamalıdır.. Padişah bu cümleler ile 'M.Kemal Paşa'ya Samsun da oluşan isyan hareketlerini bastıramazsa Saltanatın riske girebileceğini, mutlaka Türk İsyan hareketini durdurmasını belirtmiştir..Zaten Padişah'ın ilerleyen yıllarda Milli Mücadele'ye olan karşı tavrı da bu tez'i savunanların yegane kanıtlarındandır..' Saray'dan bu sözler ile uğurlanan Paşa, İsmail Hakkı Beyin ifadesiyle 'pusulası bile olmayan Bandırma gemisi' ile Samsun'a çıkarken Karadeniz'de gemisi 2 kez batırılma tehlikesi yaşamış,hırçın dalgaların arasından sıyrılarak Milletin sinesine ulaşmıştır.. ( İlerleyen yıllarda M.Kemal Paşa'yı karalama kampanyaları başlayınca çok lüks gemiler ve onbinlerce altın ile hareket ettiği idda edilmiştir.Ancak bunların 'yalan' iddalar olduğu tarihçiler tarafından kısa sürede ortaya çıkarılmıştır.Keza 1918'de savaştan yenik ayrılmış bir İmparatorluğun ayıracak böyle bir bütçeside olmadığı aşikardır..)
M.Kemal Paşa'nın Samsun'a ayak basmasıyla Anadolu toprakları 1000 yıllık derin uykudan uyanacak,bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacak,eskisi gibi yaşanmayacaktı.. ( yarın ; Kongreler Dönemi, TBMM, 1.ve 2.inönü savaşları,Kütahya-Eskişehir muharrebeleri )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder