BM Mavi Marmara raporunu erteledi..

Öncelikle size BM ve Mavi Marmara hakkında kısa bilgi vermek istiyorum..

Birleşmiş milletler 24 Ekim 1945’te kurulmuş dünya barışını, güvenliğini korumak ve uluslar arasında ekonomik, toplumsal ve kültürel bir iş birliği oluşturmak için kurulan uluslararası bir örgüttür. Birleşmiş Milletler kendini "adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslararasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş global bir kuruluş" olarak tanımlamaktadır.

Uluslararası İlişkilerde, kuvvet kullanılmasını ilk olarak evrensel düzeyde yasaklayan ilk antlaşma BM Sözleşmesi'dir.

Birleşmiş Milletler Ana Sözleşmesi, örgütün amaçlarını şöyle belirler:

ü Uluslararası barış ve güvenliği, anlaşmazlıkların barışçı çözümü ve ortak etkin önlemler yoluyla korumak,

ü Ülkeler arasında eşit haklara, halkların kendi geleceklerini belirleme ilkelerine, saygıya dayalı dostça ilişkileri geliştirmek,

ü Uluslararası ekonomik, toplumsal, kültürel ve insancıl sorunların çözümünde, ırk, cins, dil ve din ayrımı gözetmeksizin, insan haklarının geliştirilmesinde işbirliği sağlamak,

ülkelerin bu amaçlarla gösterecekleri çabalar arasında uyum sağlayan bir merkez olmak.
Birleşmiş Milletlerin temel ilkeleri ise şöyle belirlenmiştir:

ü Tüm üyeler egemen ve eşittir.

ü Tüm üyeler uluslararası anlaşmazlıklara barış, güvenlik ve adaleti zedelemeden, barışçı yöntemlerle çözüm aramakla yükümlüdürler.

ü Hiçbir üye ülke, bir başka ülkenin toprağına ve siyasal bağımsızlığına karşı güç kullanmayacak ve güç kullanma tehdidinde bulunmayacaktır.

ü Tüm üyeler BM’ni Ana Sözleşme uyarınca girişeceği uygulamaları desteklemekle yükümlüdürler.

ü BM, uluslararası barışı koruma dışında, hiçbir ülkenin iç işlerine müdahale etmeyecektir.

Mavi Marmara katliamı ise : (İHH) İnsan Yardım Vakfı 'nın ve Özgür Gazze Hareketi'nin organizasyonu ile İsrail ablukasındaki Gazze’ye yardım malzemeleri götürmek üzere insani yardım taşıyan 6 gemiye İsrail tarafından uluslararası sularda yapılan müdahaledir.31 Mayıs 2010 tarihinde Gazze'ye yakın uluslararası sularda İsrail ordusu çeşitli nedenlerle gemilerin rotalarını değiştirmelerini istemiş bu talebin reddi üzerine gemilere asker çıkarmış dokuz Türk vatandaşı öldürülmüş, gemiler rehin alınmış ve işte bu talihsiz olay Mavi Marmara katliamı olarak kayıtlara geçmiştir.

Sonuç olarak, 31 Mayıs 2010 tarihinde dokuz Türk vatandaşının öldürüldüğü bu baskın nedeniyle Türkiye israil'in özür dilemesini ve şehit yakınlarına tazminat ödemesini istemektedir.

Mavi Marmara baskınında dokuz Türk vatandaşının öldürüldüğü acı ve değiştirilemeyecek bir gerçek.. Ama İsrail bu acı olaydan bir sene üç ay gibi bir zaman geçmesine rağmen hala özür dilemedi. BM ise yayınlayacağı raporu İsrail’in talebiyle erteledi.

İsrail’in özür dilemeye niyeti yok gibi gözüküyor… BM ise yukarıda açıkladığım tanımı amaçları ve ilkeleri doğrultusunda bu raporu ne kadar ertelese de en nihayetinde bir gün yayınlamak zorunda..

BM bu raporu açıklandığında ise akıllarda İsrail'in bu tutumunun yanında BM'nin kuruluş ilke ve amaçlarına uygun olarak ne kadar tarafsız davrandığı bu raporu hangi amaçla geciktirdiği sorusu kalacak...