Ülkemizde son 10 yıldır süregelen “sanat ve sanatçı üzerinde baskı var” söylemleri aslında hep var olmuş bir düşüncedir. Daha Cumhuriyet kurulmadan önceki edebiyat akımı olan Tanzimat edebiyatında sanatçıların getirmiş olduğu; Hürriyet, Vatan, Bağımsızlık gibi kavramlar, düşünceler bir sonraki edebî akım olan Servet-i fünûnda üzerinde durulmayan kavram ve düşünceler olmuşlardır.Bunun en önemli nedeni “Baskı”dır.
Hiç şüphesiz bizlerde birçok güzel şiir bırakmış olan Nazım Hikmet de bu baskılar sonucunda uzun yıllar hapihanede kalmış ve yine baskılar sonucunda yurtdışına kaçıp “ Vatan Haini” damgasını yemiştir.Yine bizlere Mustafa Kemal Atatürk’e yazılmış en güzel şiiri yazan Attila İlhan da lise yıllarında okunması “Baskı”lar yüzünden yasak olan şiirler bulundurduğu için tutuklanıp okuldan uzaklaştırılmıştır.Severek okuduğumuz “Kürk Mantolu Madonna” romanının yazarı olan Sabahattin Ali yazdığı yazılar nedeniyle tutuklu bulunmuş veya mahkum olmuştur. Çıktıktan sonra üzerinde “Baskı” hissedip yurtdışına çıkmaya çalışırken öldürülmeyi, sebebi ne olursa olsun hiç ama hiç hakketmemiştir.
Yukarıda yazılanları okuduktan sonra sanatın edebiyattan ibaret olmadığını savunabilirsiniz. Evet haklısınız “Baskı”nın sadece edebiyat üzerinde olmadığını bize Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Kars”ta yapılmış olan “İnsanlık anıtı”na “Ucube”diyerek göstermiştir ve yıkılması için emir vermekten de kaçınmamıştır.
Günümüzde zaten insanlar kendilerini ifade etmekte zorlanıyorken bir de düşüncelerine, eserlerine saygısızlık etmemeli ve ortaya çıkan fikirler üzerinde baskı oluşturulmamalıdır.Ülkemizin ısmarlama fikirlere ihtiyacı yoktur özgür, hür fikirlere ihtiyacı vardır. Ulu önderimiz Atatürk’ün dediği gibi “sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir”. Bu damarlardan bir tanesinin dahi kopmaması dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder