28 Ağustos 2011 Pazar

Anadolu İhtilali Yazı Dizisi-7

'Nemiz varsa, eğer bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batının pençesinden, vicdanımızı ve düşüncemizi Doğunun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini her şeyi ona borçluyuz' .. diyordu 30 Ağustos Zaferi için Falih Rıfkı Atay.. Bir Millet ateşle imtihan edilmiş ancak bu mücadele'den alnının akıyla çıkmıştı..İzmir'de neredeyse bütün kadınlar boyunlarındaki madolyonlara M.Kemal Paşa'nın resimlerini koymuşlardı..Paşa,namuslarını söz verdiği gibi kurtarmıştı.. Düşmanı Milletin Harim-i İsmetinde boğmuştu..9 Eylül günü İzmir Türk Tarihi'nin en heyecanlı günlerinden birini yaşıyordu.Akın akın Ordumuz İzmir'e akıyor, süvariler ile piyadeler daha önce varmak için birbirleriyle yarışıyorlardı..


Kemalistlerin kesin zaferi kazanması üzerine Anadolu da ki mücadele sona ermiş,soğuk savaş Trakya 'ya sıçramıştı.. Ordu komutanlarından Nurettin Paşa derhal Çanakkale ve İstanbul'un üzerine yürüyerek sıcak savaşı başlatıp İngilizleri defetmek istiyordu.M.Kemal Paşa ise daha ihtiyatlı olan İsmet Paşa'yı destekledi. Yaşanan birçok gerginlikten sonra İngilizler kamuoyu baskısı nedeniyle yeni bir savaşı göze alamayacak ve Yunanlılar Edirne ile Trakya'da bulunan birliklerini geri çekeceklerdi.. Türkler yüzlerce yıl sonra ilk kez savaşmadan hakkı olan bir toprağı geri alacaktı.

Mudanya görüşmelerinde Türk tarafını İsmet Paşa temsil ederken Yunanlı temsilciler görüşmelere katılmayıp bir İngiliz gemisinde beklediler.. Onların haklarını İngiliz temsilciler dillendirdiler.Bu görüntü'de Yunanlıların İngiliz maşası olduklarını Dünya kamuoyuna gösteriyordu.. Bu mütakere'de Boğazlar üzerinde tam hakimiyetin sağlanamamış olması ve Trakya'ya Ordu geçirilemeyişi barış görüşmelerinde Kemalistlerin elini zayıflatacak unsurlardı..
28 Ekim 1922 de İtilaf Devletleri, TBMM Hükümetini Lozan'da toplanacak barış görüşmelerine davet ettiler.. İsmet Paşa Dışişleri Bakanlığına getirilerek Lozan'a gönderildi. Ancak İtilaf Devletleri Lozan'a ikilik çıkararak Türk tarafının elini zaytıflatmak amacıyla İstanbul Hükümeti'ni de davet edince ortalık karıştı.Milli Mücadele boyunca her türlü ihaneti ( önceki yazılarda da ifade ettiğimiz hareket ve olaylar ) yapan Padişah ve onun Hükümeti bu daveti REDDETME ONURLULUĞUNU GÖSTEREMEDİLER. Milli Mücadeleyi sanki kendileri kazanmışcasına daveti kabul edince,TBMM 1 Kasım 1922'de Saltanatı kaldırdı. 
Lozan görüşmeleri çok çetin geçmiştir. Antlaşma sağlanması uzun ve yorucu bir süreç olmuş konferans 'ileri bir tarih'te toplanmak üzere dağılmış' ve birçok kez ara verilmiş , savaşın tekrar başlama riski sürekli hissedilmiştir.. Lord Curzon'un anlamsız baskıları sebebiyle İsmet Paşa; 'Görüşmeler berbat sürüyor, bu adamlar 40 paralık bir menfaat için koca bir milleti yakarlar' ifadesini kullanmıştır.. İsmet Paşa konferans sonuçlandığında Türkiye'ye dönünce stresten ciddi bir şekilde yaşlandığı,saçlarının beyazladığı fark edilmiştir. Görüşmeler sonucunda 1-) Türkiye-Suriye sınırı Ankara antlaşmasındaki gibi kabul edilmiştir. 2-) Musul konusunda antlaşma sağlanamadığı için sonraya devredilmiştir. 3-)  Türk-Yunan sınırı olarak Meriç Nehri kabul edilmiştir.Yunanlılar'dan Karaağaç ve Bosanköy savaş tazminatı olarak alınmıştır. 4-) Gökçeada ve Bozcada dışındaki Ege Adaları Yunanlılara bırakılmıştır. Türk sınırına yakın adalar silahsızlandırılacaktı.. 5-) Kapitülasyonların tamamı kaldırılmıştır. 6-) İtilaf Devletleri 1.Dünya Savaşı sebebiyle istedikleri tazminattan vazgeçmişlerdir. 7-)Osmanlı'nın borçları o coğrafya'da kurulan devletler arasında pay edilmiş, genç Cumhuriyet 1954 yılında payına düşen bu borçları tamamen ödemiştir.. 8-) Boğazlar meselesi esasen 1936 yılında kadar beklemiştir. 9-) Yabancı okullar eğitimlerine Türkiye'nin getireceği sınırlandırma ve kanunlar ile devam edebileceklerdi.. Patrikhane ise siyasi yetkileri arındırılarak İstanbul'da kalmıştır..
Lozan;kazancı ile kaybı ile tarihe bu şekilde mal olmuş bir antlaşmadır. Genç Cumhuriyet bu antlaşma ile kendisini Dünya Milletleri arasına eşit söz hakkına sahip tam bağımsız bir devlet olarak kabul ettirmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder