24 Ağustos 2011 Çarşamba

Anadolu İhtilali Yazı Dizisi-4

'İngiliz Milletine beslediğim sevgi ve hayranlığı babam Abdülmecitten miras aldım.. '   İngiliz Daily Mail gazetesi muhabiri G.Ward Price 'a bu demeçleri veren, Padişah Vahdettin'den başkası değildi.. 


M.Kemal Paşa ise o günlerde 17 kişilik çalışma ekibi ile Samsun'a çıkıyordu.Haberi alan halk karşılamaya koşmuştu.İklim mücadele iklimiydi. M.Kemal Paşa'da halkı yatıştırmak yerine gittiği her yerde mücadeleye teşvik ediyor,ateşli nutuklarla halkı etkiliyordu.

Samsun'dan Havza'ya geçen Paşa, Kongreler dönemini başlatmıştı.Bu toplantıları Amasya Tamimi,Erzurum,Balıkesir,Alaşehir ve Sivas Kongreleri izleyecekti.. Milli Sınırlar çizilecek,Kuvayı Milliye kuvvetleri oluşturulacaktı.Bu gelişmeler sonucu M.Kemal Paşa; Padişah ve İstanbul Hükümetince görevden alınmak istenince, çok sevdiği askerlik görevini bırakacak ve milletin sinesine onların evladı olarak tüm sıfatlarından arınarak girecekti.. O artık işbirlikçi hükümetin Paşa'sı değil Milletin Kemaliydi.. Ancak Sultan Vahdettin ve onun hükümeti boş durmuyordu, Erzurum Kongresi öncesi 15.Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa'ya M.Kemal'i ve arkadaşalarını yakalama emrini göndermişlerdi. M.Kemal tedirgindi, yakınları hayatı boyunca onu ilk ve son kez bu kadar tedirgin göreceklerdi.Karabekir Paşa yakınlarınca Padişah'a bağlılığı ile bilinen başarılı bir komutandı, toz bulutları arasında M.Kemal'in konakladığı evin önüne geldi,askerlerinin arasından sıyrıldı ve M.Kemal'e topuk selamını verdi ; ' Ben ve Kolordum Emrinizdeyiz Paşam! '  
Böylece Milli Mücadele uçurumun kenarından dönmüş,Karabekir Paşa Vatanın selameti için Padişah ve İstanbul Hükümeti emirlerini uygulamamıştı..


16 Mart 1920'de İstanbul resmen işgal edilmiş,Meclis-i Mebusan; Misak-ı Milli kararlarını aldığı için dağıtılmıştı..Bunun üzerine M.Kemal , halkı temsil edecek yeni Meclis'i hiç vakit geçirmeden Ankara'da açmıştı.. O zamanın Ankara'sı bir kasaba havasını barındırıyordu,elde para yok,silah yok,meclis için sağlam bir bina bile yoktu.. Padişah Vahdettin ve İstanbul hükümetinin çıkardığı ayaklanmaalrı bastırmada etkli rol oynayan Çerkez Ethem ise düzenli Ordu'ya geçiş sürecinde İsmet Bey'in emrine girmek istememişti.. Çevresine 'Ankara'ya dönünce hepsini asacağım' benzeri cümleler söyledği duyuluyordu. Ankara'ya gelince M.Kemal'i istasyon binasındaki odasında hasta yatağında öldürmek istemiş,ancak binanın etrafının M.Kemal'i korumakla görevli özel birliklerce sarıldığını görünce oradan çıkma ihtaimali olmadığını anlamıştır.Yanındakilere çerkezce bişeyler söyleyip odadan çıkarken M.Kemal'de elini yastığın arkasından çıkarmış; silahını yanına bırakmıştı.. Paşa'nın böyle fiziki bir saldırı beklediği ve tedbirli olduğu anlaşılıyordu.. İpler artık tamamen kopmuştu. Çerkez Ethem asiydi ve halledilmesi gerekli bir meseleydi.. Yeni kurulan Milli Ordu bu isyanla uğraşırken Yunanlılar fırsattan yararlamak istedi ve harekete geçtiler. 1.İnönü Savaşı Başlıyordu..
-1.İnönü Savaşı-
O günlerde Anadolu artık tamamen M.Kemal hareketini destekleyen ve desteklemeyenler olarak ayrılmaya başlamıştı..Destekleyenler Kemalist olarak adlandırılıyordu.Yegane amaçları Vatanı düşmandan temizlemekti.Desteklemeyenlerse ya işgalden çıkarı olanlar ya Vahdettinciler yada cephe gerisinde Müslüman halka katliam yapan azınlık unsurlardı.. Kemalistlerin,Ethem isyanı ile uğraşmasını fırsat bilen Yunanlılar harekete geçmişti. Hem Türk Kuvvetlerine keşifte bulunmak hemde İtilaf Devletlerine onların emrinde olduğu mesajını vererek maddi manevi yardım görmek amacındaydılar. Yunan Kuvvetlerinin Türk Kuvvetlerinden 3 misli kalabalık olduğu biliniyordu,bu yüzden oynak-esnek bir plan hazırlanmış ve Yunanlıların yürüyerek yorulması başarılmıştır.10 Ocak 1921'de Yunanlıların 06.30'da taaruza geçmesiyle başlayan muharrebe 11 Ocak'da Yunanlıların çok kayıp vermelerine karşın istedikleri kadar ilerleyememeleri üzerine durdurulmuştur. Esneklik üzerine kurulan plan zafer getirmişti. Bu zafer ile '10 Ağustos 1920' de Sevr'i imzalayarak Türk Milletinin yok oluşunu onaylayan Vahdettin , iktidarı halkın gözünde tamamen M.Kemal'e kaptırmaya başlamış,düzenli Ordu'nun önemi anlaşılmıştı..Dünya şaşkındı ; 'Bir avuç Kemalist Anadoluyu kan gölüne çevirmiş ama düşmanı durdurmuştu..'
-2.İnönü Savaşı-
1.İnönü savaşından sonra gerçekleştirilen Londra konferansı henüz tamamlanmadan Yunan Ordusu gene harekete geçmişti.Amaç Kemalistleri barış görüşmeleri ile oyalarken Ankara'ya beklenmedik şekilde taaruz etmekti.Yunanlar sağlam bir saldırı gerçekleştirmiş kesin amacı Ankara olan bir strateji benimsemişlerdi. İsmet Paşa ise M.Kemal'den aldığı direktifler ile düşmanı 'umduğu yerde değil bulduğu yerde' savaşmaya mecbur bırakıyordu.Aslıhanlar ve Dumlupınar mevkilerinde çarpışmalar yaşanmış,31 Mart 1921'de Türk Ordu'su Yunanlıları 2.kez perişan etmişti.. Bu zaferden sonra İtilaf Devletleri uygulamada geçerliliği olmayacak olsada Yunanalılar ile Kemalistler arasında 'tarafsız' kalacaklarını açıklamıştır.İtalyanlar işgal ettikleri bölgelerden çekilmeye başlamış,M.Kemal ise İsmet Paşa'ya gönderdiği mesajda 'Siz yalnızca Düşmanı değil,milletin makus talihini de ( ters alın yazısı) yendiniz..! ' demiştir.. Vahdettin ise Anadoluya herhangi bir tebrik mesajı göndermemiş olduğu gibi,boğazların İngilizlerin denetiminde olmasının bir zaruriyet olduğunu ifade eden 'garip' açıklamalarda bulunuyordu.. Ayrıca Ankara'ya karşı isyan eden Anzavur ayaklanmacılarına ödül veriyordu..  


Millet bir yandan kendi namusunu savunan M.Kemal'i bir yandanda ,varlığını İngiliz çıkarlarına adıyan 'Son Padişah Vahdettin'i' not ediyordu.. ( yarın ; Kütahya-Eskişehir Muharrebeleri,Sakarya'ya çekiliş..)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder