
Tunus,Yemen,Bahreyn,Mısır,Libya derken Arap Baharı olarak bilinen ve Orta Doğu coğrafyasına özgürlük getirmek amaçlı isyanlar,komşumuz Suriye'ye kadar uzandı.Bütün herşey Tunus'ta genç bir seyyar satıcının hayat pahalılığı ve zor yaşam şartları nedeniyle kendini ateşe vermesiyle başlamıştı.
Bu bana birinci dünya savaşının başlaması için Avusturya-Macaristan prensinin öldürülmesi olayını hatırlatıyor.O zaman da bütün şartlar hazırdı ve herşeyi havaya uçurmak için yalnızca bir çakmak darbesi yeterliydi.Daha önce Yugoslavya'da olanlar,on yıl önce de Kafkasya ve Doğu Avrupa'da yapılan "Turuncu Devrimler " artık Orta Doğu'da yapılmak isteniyordu.
Gönül isterdi ki bu hareketler tamamen halkın kendi insiyatifiyle özgürlük,demokrasi,insan hakları gibi taleplerle ortaya çıkmış olsun.Orta Doğu gibi bir coğrafyaya özgürlük gelmesini kim istemezki.Yıllarca diktatörler tarafında demir yumrukla yönetilen bu yorgun halklar belki de dünyada demokrasiyi en çok hak eden halklardır.Benim kanaatimce gerçekler böyle değil ne yazık ki.
Washington Post gazetesi ABD'nin Suriye'de ki muhaliflere altı milyon dolar yardımda bulunduğunu ve muhaliflerin sesi olan,Suriye dışından yayın yapan Barada tv nin de bu yardımlardan payını aldığını haber yapmıştı.Bu haberler ABD dışişleri tarafından yalanlandı.Zaten açıkça emperyalist amaçlarını belirtmelerini beklemiyorduk.Mısır'da Hüsnü Mübarek'ten sonra iktidara gelen kişi ABD yanlısı bir generaldir.Tüm bunları görüp "iyi niyetli" Batı dünyasının Orta Doğu'ya demokrasi götüreceğine inanamayız.
Türkiye'nin bu olanlar karşısında ki tutumu ise belki en acıklı olandır.Elbette Türkiye'nin dikta rejimlerinin yanında olmasını bekleyemeyiz fakat bağımsız bir dış politika izlenemediği için 3 ay önce müttefikimiz olan Suriye'ye bugün ABD'nin elçisi olarak pozisyon aldık.Dışişleri bakanımız sayın Ahmet Davutoğlu Suriye'ye yaptığı son çağrılarda "şiddet durmazsa konuşacak birşey kalmaz" diyordu.Bunun diplomaside ki anlamı nedir?bir sonraki adım nedir?Eğer Türkiye NATO güdümünde Suriye'ye yapılacak herhangi bir operasyona katılırsa bunun günahı çok büyük olacaktır.Bu günahı bizler kaldıramayız.Bir mart tezkeresi nasıl ki bu meclisten döndüyse,o gün orada nasıl sağduyulu birkaç iktidar milletvekili ve muhalefet bu tezkereye red oyu verdiyse,inanıyorum bugünde aynı şey olacaktır.Biz ülke olarak NATO istedi diye kardeşlerimizi vurmayacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder