2 Eylül 2011 Cuma

İsrail’e Türkiye’nin Sert Tavrı


2010 Mavi Marmara olayından sonra İsrail’in Türkiye’den özür dilmemesi üzerine aramızda çıkan gerginlik dış politikamızda da kendini aynı boyutta gösteriyor diplomatik ilişkilerin seviyesi indirildi ve askeri anlaşmalarımızda askıya alındı. Anlam veremediğim uluslararası sularda insani yardım gemisini vurmakla beraber hiçbir şey olmamış gibi bir tavır takınmaları üstüne üstün de özür dilemeyeceklerini söylemeleri sanki yaptıkları marifetmiş gibi… Hem de gördüğümüz gibi işledikleri suç basit bir suç değil insani yardım amaçlı Gazze’ye giden sivilleri öldürdüler. Hukuki boyutu da tartışılmaz bir gerçek her bakımdan haklıyız

1 Eylül 2011 Perşembe

Geleceği Yönetmek Mümkün..

Hepimizin çevresinde dünyanın gelişmiş ülkelerine gitmiş tanıdıklarımız,arkadaşlarımız vardır.Fark etmişseniz bir çoğu gittikleri yerlerden,yönetim biçimlerinden,mimarilerinden ya da bunun gibi çeşitli faktörlerden etkilenirler,bunları sıklıkla dile getirirler. 


Osmanlı imparatorluğu da yıkılma aşamasına girmeden bir süre önce batı dünyasında yaşanan yenilik ve değişiklikleri saptayarak benimsemeleri amacıyla oralara öğrenciler göndermiştir.Bu öğrenciler 'jön Türk' olarak adlandırılmışlardır.Çoğunluğu batı dünyasının kültürel ezgilerini de benimseyerek dönmüşlerdir. Peki biz bunu başaramazmıyız?

Dünya Barış Gününüz Kutlu Olsun !.. (mu) ? . .

İşin içerisine Dünya kelimesini kattığınızda , insanlar arasında dünya kelimesinin kattığı güçle birlikte daha cezbedici bir durum ortaya çıkar sanki. Artık olaylar ulusallıktan öte çıkar ve evrensel boyut kazandığı için tüm insanlığı ilgilendirir oluverir.. Düşündüğünüz zaman ne kadar da cafcaflı bir durum değil mi ?.. Örneğin bugün dünya barış günü yani tüm dünyanın ortak duyguları paylaştığı Barışın simgesellikten öte geçemediği gün . Her zaman gerek hayata bakış açımda gerekse de yazılarımda dile getirmeye çalıştığım şeylerden biri de iyiliğin ve güzelliğin kazandığı yeni bir dünya düzenidir. Bu şu an için pek mümkün olmasa da dileklerimizi diri tutmakta fayda var.. öncelikle Dünya Barış Gününüz kutlu olsun ..

Sivilleşme Ölü Doğuyor

Son 3 yılın belki de en çok kullanılan kelimesi ; Sivilleşme olmuştur. Peki nedir bu sivilleşme ? Bizim ülkemiz askeri bir düzende midir? Mesela TRT'nin başında bir albay, Meteoroloji işlerinin başında bir Tuğgeneral vardı da bizim mi haberimiz yoktu? Burada sivilleşme olarak bahsedilen olgu, ülke'de Genelkurmay Başkanlığının bazı konularda son söz sahibi olmasını engellemektir.Bu sivil yönetimin en doğal isteğidir..Peki bunun yolu 'Ergenekon,Balyoz,Amirallere Suikast,İnternet Andıcı' gibi davalar ile suçluluğu ispatlanmamış muvazzaf ve emekli yüzlerce TSK personelini cezaevlerine'mi göndermektir?